13 Reasons Why

 Sevgili Hannah, sana söylenecek o kadar çok şey var ki! Ama hepimiz olaylara kendi hayat tecrübemiz kadar baktığımız için kimimizin yaptığı yorumlar doğru kimimizinki yanlış olacak. Ya da hepimizinki doğrudur kim bilir. Ne de olsa herkesin bir olayı algılama şekli, vereceği tepki ya da olaylardan etkilenme şekli farklıdır. Düşünsenize birisi kan görünce bayılıyor, diğeri "ya salak mısın kızım ne var ki bunda?" diyor. Kimisi dedikoduları, kendisi hakkında anlatılan yanlış şeyleri cidden umursamıyor ve yoluna devam ediyor, kimisi çok duygusal olduğu için içine kapanıyor hayattan kopuyor ve insanlardan uzaklaşıyor, kimisi de Hannah gibi!..

 Dizinin oyuncuları kimmiş nasıl oynamış falan... neredeyse umrumda değil. Umrumda umrumda o kadar da değil şaka yaptım. Sadece şey demeye çalıştım, dizinin vermeye çalıştığı o kadar çok ders vardı ki! Benim anladığım şey ise gerçekten ama gerçekten insanların hassas olabileceğini unutmamamız lazım olduğu! Hoş bunu elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum ama ben de bir yerlerde birkaç yanlış yaptım. Büyük şeyler olmasa da evet yaptım, tıpkı tüm insan türünün yaptığı gibi yani sizin de yaptığınız gibi. I ı sakın ben yapmadım demeyin sakın! Birbirimize sıfatlar takmaya o kadar bayılıyoruz ki ve işin ilginç ve iğrenç kısmı ise aman ne var ki bunda diyoruz. Buna takılacak değiller ya, ya da zaten içimden söyledim beni nerden duyacak ki vb. Güzel, çirkin, şişman,  zayıf, aptal, çok zeki, kendini bir şey sanıyor, saf, ana kuzusu, kültürsüz, cahil, gerizekalı, kitap okuduğunu göstermeye çalışıyor, kitap okumuyor, köylü, apartman çocuğu, zengin, fakir, pis, kötü kız, basit kız, odun adam, evli, evde kalmış, çocuğu var, çocuğu yok, çalışıyor, işsiz... Evet doğru okudunuz hepsini biz masum, saf, iyi insanlar(!) söylüyor!

Neyse konumuz bunlar değil. Şaka şaka tabii ki bunlar! Hayatın ta kendisini anlatmış kitap uyarlaması olan bu dizi. Üstelik sadece lisede değil hayatın her anında yaşanıyor aslında tüm bunlar. Küçük-büyük fark etmiyor!

Ama bir uyarıda bulunayım aşırı yoruyor insanı bu dizi, duygusal anlamda yani. İster Hannah'nın haklı olduğunu düşünün ister düşünmeyin ama kesinlikle izleyin. İlk bölümde belki benim gibi biraz zorlanacaksınız ama sonrasını merak içerisinde izleyeceksiniz, özellikle 13. bölümü.

Bu arada gece gece niye son bölümü izledim ben de anlamadım. Rüyalarımdan uzak dur Hannah lütfen!

Hiç değilse bu diziden sonra ya da -izlemeyip de bu yazıyı okuyorsanız- bu yazıyı okuduktan sonra birbirimize saygılı davranalım. Bakın sevgi dolu demiyorum, herkese sevgi besleyemeyiz yani bu hiç gerçekçi olmaz! Ama saygılı olmak zor olmasa gerek ha ne dersiniz... Uzun lafın baya bir uzunu izleyenler izlemeyenlere kesinlikle izlettirsin diyorum. Sevgiler (pardon saygılar), D!

Kopamıyorum yazıdan bir türlü diyeceğim bir şey daha var. Bu yıl aynı zamanda Bakir İntiharlar ve Veronika Ölmek İstiyor kitaplarını da okudum. Ve çok etkilendim okurken. Bu tarz konuları seviyorsanız okuyun lütfen. Desem de inanmayın bu tarz konuları sevmeyin aman, sakın, lütfen! Sadece kitaplar ve filmlerde kalsın...

Person of Interest

 Eğer çok iyi, çok anlamlı bir şeyler izlemek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Şimdi lütfen yazdıklarımı okuyun ve doğruca diziyi izlemeye başlayın!

 Popüler diziler arasında gezerken biraz aşağılarda bir yerlerde buldum bu diziyi. Özellikle Son of Anarchy'i bitirince devam edeceğim dizinin de bir o kadar iyi olmasını istedim. Polisiye-suç dizisinin ne kadar iyi olabileceği de şüpheliydi benim açımdan! Ama izlemeye başladım. Doğal olarak ilk sezonun yarısına kadar normal seyrinde ilerledi, kötü değildi ama aman dikkat yanlış anlamayın orasını! Sonra ortaya yapay zekanın varlığı çıktı...

 İyi ve kötü kavramlarını oldukça sorgulayacağınız bir dizi! Hatta iki kavramın iç içe geçeceği bir dizi. Özellikle kimseye iyi ya da kötü diyemeyeceksiniz kafanız karışacak. Ama şuna emin olun ki kötü zannettiğiniz insanlar bile iyiliğe doğru yol alacak hem de geri dönüşü olmadan... En güzeli de o değil mi: Sonunda doğru/iyi yolu bulmak!

 Dizide seni neler çekti Duygu derseniz dramı belirli bir seviyede tutabilmeleriydi. Hadi şu karakteri öldürdük şimdi oturun ve bölümler boyunca hüngür hüngür ağlayın demiyorlar. (Biraz alakasız olacak ama mesela 'Manchester By The Sea' filmi de öyleydi.) Ve karakterleri öldürdükten sonra yeni gelenler bir o kadar samimi geliyor size. Onları da hemen benimsiyorsunuz. Aslında her bölüm farklı bir olayı çözmeye çalışmaları da diziyi dinamik tutan şeylerden biriydi. Tabii ki alt katmanlarda devam eden bir sürü olay oluyor ama bunu zamanla farkediyorsunuz. Bu da sürprizli durumlara yol açabiliyor.

 Mesela Harold karakterinin, kim olursa olsun bir insan yaşamına duyduğu saygı takdire şayandı! Her bir canlının korunması gerektiğine inanıyordu. Bu da zor bulunan bir özellik, her ne kadar tartışmaya açık olsa da!.. John'un bağlılığı, dostluğu, kahramanlığı, o efsane ses tonu!.. Carter'ın hiç pes etmeden kötülerle savaşma huyu!.. Fusco'nun kötü yollara sapmış olsa da iyiliğe doğru yol alması ve insanlara taktığı muhteşem sıfatlar!.. (Dizinin komedi kısmını çok iyi üstleniyordu.) Köpek Bear'ın dünya tatlılığı!.. Ve size ipucu vermemek için yazamayacağım birkaç karakter daha!.. Ve çalan müzikler!..

 Onların içinde yaşıyormuşsunuz, onlarla birlikte kötülükle savaşıyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz izlerken! Eğer bir dizide aradığınız özellikse, buyrun izleyin. Özellikle o final bölümünü asla unutamayacaksınız. Finallerini unutamadığım diğer iki dizi ise: Dexter ve Sons Of Anarchy.

 İzlerken sorulacak sorulardan biri: İnsanlık gerçekten kendi kendini iyileştirecek ve felaketlere yol açmaktan geri kalacak mı?! Kim bilir belki çok da uzak olmayan gelecekten haber verdi bu dizi bize. Bekleyip görelim. :))

 Sene bitmeden sanırım bir efsane diziyle daha karşınızda olacağım. Sene bitmeden diyorum çünkü biraz yavaş izliyorum. Ve dizi sayımı minimuma indirdim. Hayatı fazla ıskalamamak ve her güzel diziyi algılamadan hızlı hızlı tüketmemek adına! Çılgınlar gibi tüketmek yerine sadeliğe izin verin her anlamda, çok iyi gelecek! Film ve dizi seçerken daha kaliteli şeylerle karşılaşacaksınız her seferinde.

 Umarım diziyi izlersiniz ve umarım dizi hoşunuza gider. Sevgiler, D!