Kategoriler

28 Ocak 2017 Cumartesi

Türk Filmleri


 Merhaba sevgili film severler. Bugün de Türk filmlerinden aklıma gelen, sevdiğim filmleri paylaşmak istedim sizlerle. Her ne kadar eski filmleri pek hatırlamasam da... :/ Biraz da kategorilere ayırdım ki daha rahat seçin.

 İlk olarak içinde aşkın bol olduğu filmleri yazayım. Aklıma pek bir şey getirmese de o kavram, en azından filmlerde/kitaplarda çok şey ifade ediyor.
 1- Issız Adam (İlk çıktığında hatırlıyorum da ne kadar ses getirmişti film. Üniversite yıllarındaydım sanırım o zamanlar. Sinemada izlemiştim arkadaşlarımla ya da tek kişi miydi, ay hatırlayamadım.)
 2- Unutursam Fısılda (Filmin konusundan, içerisindeki aşktan çok baş karakterin hayyalleri için neler yaptığı beni etkilemişti. Üstelik Farah Zeynep'in söylediği her şarkı harikaydı. Tam bir müzik şöleniydi aynı zamanda. Sinemada da ayrı bir zevk vermişti o şölen.)
 3- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (Bu filmden internet sitelerinde gezerken bulmuştum. İki oyuncuyu da sevdiğim için izlemiştim. Düşündüğümden daha güzel çıkmıştı. Özellikle kadın karaktere hayran kaldım. Kitabını görmüşsünüzdür eminim daha güzeldir. Ama izlediğim için uzun bir süre daha okumaya başlamam.)
 4- Bi' Küçük Eylül Meselesi (Bu filme de sinemada annem ve ablamla izlemiştim. Konusu da biraz farklıydı. En azından diğer filmlere göre. Başroldeki iki karakteri de zaten sevdiğim için hemen ısınmıştım filme.)
 5- Güz Sancısı (Bu filmi de annemlerle sinemada izlemiştim. Tek hatırladığım sahne "Ağlama, ağlarsan sihir bozulur." Bir de filmin çok güzel olduğunu hatırlıyorum.)





 Bu sekizliyi de aşk ve komediyi ayırdıktan sonra geri kalanlar oluşturuyor. Elbette bunların da içerisinde aşk, sevgi, komedi var yer yer. Ama ağır basan tarafları dram.
 1- Sekiz Saniye (Sinemada ablamla izlemiştim sanırım, ilginç bir konusu vardı.)
 2- Vizontele (Herhalde izlemeyen en azından duymayan kalmamıştır. Yıllar sonra hala televizyonda denk gelirsem izlerim.)
 3- Tamam Mıyız? (Arkadaşımla sinemada izlediğim yine bir Çağan Irmak filmi. Konusu oldukça etkileyiciydi. Çok derinden etkilenmesem de izlenmesi gerekir diye düşündüğüm filmlerden.)
 4- Kelebeğin Rüyası (Bunu da internetten izlemiştim. Çalıştığım zamanlarda vizyona girmişti. Ah, o kadar güzel bir filmdi ki!)
 5- Av Mevsimi (Harika bir suç-gizem-dram filmiydi. Hatta benim için türünün en iyilerinden! İnternette gezerken ablamla birlikte keşfetmiştik.)
 6- Bir Zamanlar Anadolu'da (Çok sevdiğim bir insan tavsiye etmişti bir zamanlar... Öncelikle Nuri Bilge Ceylan filmi olduğunu söyleyeyim yani durağan, yavaş ilerleyen, gerçekçi filmlerden hoşlanmayanlar uzak dursun.)
 7- Ekşi Elmalar (Bu filmi de vizyona girdiğinde annemle izlemiştik. Duygu sen de ne kadar çok Yılmaz Erdoğan sever bir insansın diyeceksiniz. Evet oldukça severim kendisini de, filmlerini de. Film gerçekten çok güzeldi. En çok da Hakkari'nin o tarafları tam bir görsel şölendi.)
 8- İtirazım Var (Bu filmi de internette gezerken keşfetmiştim. Güzel bir suç-dram-aksiyon filmiydi.)





 Komedi tarafı ağır basan filmleri paylaşayım son olarak. Ne de olsa gülmek daha yararlı. :)
 1- Zaman Makinesi 1973 (İnternette keşfettiğim oldukça eğlenceli bir o kadar da hoş bir filmdi.)
 2- Kötü Kedi Şerafettin (Sinemada memnuniyetle izlediğim bir animasyon filmi. Sadece Türk filmleri arasında değil yabancı animasyon filmleri arasında da en sevdiklerim arasında, hatta belki ön sırada. özellikle "İnsan mıyız ulan biz!" cümlesi çok şey düşündürtecek cinstendi. Görüntüler, seslendirmeler, senaryo gerçekten harikaydı.)
 3- Düğün Dernek (Acaba güzel midir değil midir derken sinemada izlememiştim. Çoğunluğun gittiği filmlere insan şüpheyle bakıyor. O yüzden internetten izlemiştim. Keşke de gitseydim dedim. Baya bir eğlenceliydi. Hatta ikincisinden daha güzel bir filmdi. Ama benim için bu minnoşların en iyi eserleri 'Kardeş Payı' Sanırım öyle de kalacak.)
 4- Bana Masal Anlatma (Çok çok güzel, sıcacık bir filmdi. Üstelik senaryosu da farklıydı diğer filmlerden. Arkadaşım ve ablamla gitmiştik sinemaya.)
 5- G.O.R.A. (Bu filmi de izlemeyen en azından duymayan kalmamıştır. Sanırım en -hatta tek- iyi Cem Yılmaz filmi.)
 6- Görümce (Bir ay önce falan arkadaşımın isteğiyle gitmiştik sinemaya. Vasat bir film beklerken oldukça eğlenceli bir film çıktı karşıma. Evet bir başyapıt değil ama izlerken çok çok eğlenmiştik. Üzüntüye, sıkıntıya birebir.)




 Eveeet sevgili okurlar umarım içlerinden bir tanesini de olsa seversiniz. Varsa eklemek istediğiniz orjinal filmler beklerim. Sevgiler, D!

27 Ocak 2017 Cuma

İzlenebilecek Filmler


 Merhaba çok çok çok sevgili film severler. Bugün tek bir film üzerine bir yazı yazmayacağım. Instagram'da hafta sonları paylaştığım toplu filmlerin hepsini paylaşacağım. Burada toplu halde bulunsun istedim, belki film izlemek istediğinizde hepsini bir arada görüp ona göre seçmek istersiniz. Ayrıca biraz daha aşağıdaki yazılarda yine toplu halde romantik komedi/dram/fantastik-bilim kurgu/aksiyon vb. şeklinde kategorilere ayırıp paylaştığım filmler de mevcut. İlginizi çekerse bir bakın derim. Umarım içlerinden seveceğiniz birkaç film bulursunuz. Şimdiden keyifli okumalar. Sevgiler, D!




 1- The Hateful Eight
 2- How To Be Single
 3- Cafe Society*
 4- Mr. Church
 5- The BFG
 6- Maggie's Plan
 7- Genius
 8- The Secret Life Of Pets*
 9- Hope Springs
 10- Sully
 11- Stranger Than Fiction*
 12- Bridge Of Spies
 13- Snatch*

* İşaretli olanlar favorim. :)




 1- Benny&Joon*
 2- DeepWater Horizon
 3- Trolls
 4- Enemy At The Gates
 5- Being John Malkovich
 6- Arrival*

 * İşaretli olanlar favorim. :)




 1- The Shallows
 2- Zootopia*
 3- Suicide Squad
 4- Unknown
 5- The Best Of Me

 * İşaretli olanlar favorim. :)




 1- Passengers
 2- The Girl On The Train
 3- Miss Peregrines Home For Peculiar Children
 4- Inferno
 5- Doctor Strange*

* İşaretli olanlar favorim. :)




 Şimdi bu filmleri görünce şaşırmayın. 2017'de çıkacak filmlerden seçtiklerimi paylaşmak istedim. Her birini merakla bekliyorum. Tabii bu listeye eklenecek birkaç film daha vardı aslında ama abartmak istemedim. Bakalım beklediğime/beklediğimize değecekler mi?

 1- Star Wars: Episode 8
 2- It
 3- The Dark Tower
 4- Pirates Of The Caribbean: Dead Men Tell No Tales
 5- Guardians Of The Galaxy Vol. 2 
 6- Fifty Shades Darker

22 Ocak 2017 Pazar

La La Land (Aşıklar Şehri)



 Selamlar hayali okuyucular. Bugün yaşadığım iki kötü olayın üstüne yazıyorum size bunları. O da sırf bu güzel filmin hatrına. Yaşadığım şeylerden ilkini düzeltebildim ama ikincisi için düzeltme fırsatım elimden alındı. İstediğin şeyi alamamak hatta almaya çalışamamak kadar kötü bir şey yok -ya da bilmiyorum-. Ama derler ya zamanla belki her şey...

 Bu kadar kendimle ilgili şeyler yeter değil mi, filme döneyim? Müzikal filmlerden, dramdan ve romantizmden hoşlanıyorsanız lütfen izleyin bu filmi. Bırakın aldığı ödülleri, aldığı ödül sayısını ya da insanların harika/berbat tanımlamalarını. İzleyin ve karar verin ama dediğim gibi müzikal tadındaki filmlerden hoşlanıyorsanız!

 Bir kere aşkın geçirdiği evreleri çok güzel anlatıyor. Kötü günde de iyi günde de birlikte neler yaşanacağını çok iyi anlatıyor. Hayallerinin peşinden giderken yaşanılan şeyler çok iyi anlatılıyor. Zamanla hayallerin değişebileceği, şekillenebileceği, güçlenebileceği... Tüm bu hayaller gerçekleşirken çok sevdiğin kişinin yanında olup olmayacağı!.. Hepsi çok güzel harmanlanmış. Filmdeki harika müzikler de tadından yenilmeyecek kıvamda. Benim favori şarkım: Someone In The Crowd

 Eğer tüm müzikleri dinlemek isterseniz sizin için şuraya bırakıyorum. > https://www.youtube.com/watch?v=aLwHEzw_dZs&index=4&list=PLywiNEAPE4I9mIv_edkzGeyJkeJmB9b8J


 Siz de bu duygu selinde kaybolmak istiyorsanız şimdiden iyi seyirler. Sevgiler, D!

17 Ocak 2017 Salı

Arrival (Geliş)



 Selamlar herkese! Gecemi güzelleştiren bu filmle karşınıza gelmek istedim. Filmin sonunda çalan o etkileyici müzik eşliğinde yazıyorum size. Sanırım yazının güzelliği oradan gelecek. :) Filmi yazmadan müziklerin, seslerin güzelliğinden/etkileyiciliğinden bahsetmek de ayrı bir şey. Keşke sinemada izleseydim dediğim filmlerin başında geliyor sanırım. Geç olsun güç olmasın cümlesi tam da şu ana uygun. Ne diyeyim. :/


 Film adından da afişlerinden de anlaşılacağı gibi bilim kurgu filmi ama içerisinde dram ve gizemi de barındıranlardan. Zaten hepsi bir arada olduğu için bu kadar güzel olmuş. Size filmi tam olarak anlatmak istemiyorum, büyüsünü bozmak istemem. Ama filmin bende uyandırdığı şeylerden bahsedebilirim. Öncelikle filmin 'uzaylıların dünyaya gelişi bize saldırışı' şeklinde gelişen bir film olmadığını söylemek istiyorum. O kadar kendine has bir yönü var ki. Bu da sevgili Ted Chiang'in 'Story Of Your Life' kitabından kaynaklanıyor ya da ben öyle düşünüyorum. Düşünüyorum diyorum çünkü okumadım henüz. Eminim harika bir kitaptır. Filmi bu kadar iyi uyarlandıysa...



 Biraz da filmin bende uyandırdıklarına geleyim ne dersiniz? İlk aklıma gelen 'Bilmediğimiz şeylerden neden korkuyoruz?' sorusu oldu. Sahi neden öyle? Alışık olmadığımız, yeni keşfettiğimiz duygulardan bile korkuyoruz aslında her birimiz. Bunun filmle ne alakası var derseniz: sırf bilmedikleri, tanımadıkları bir türden korktukları için onlarla savaşmaya -anlaşmamaya- kalkışan toplumları anlatıyor aslında film derinlerde. Ne de olsa iletişim yeteneği çok üst düzeyde olup da kullanmamayı tercih eden nadir bir türüz sevgili Homo sapiens (Biraz biyolog olduğumu belli edeyim.) olarak. Şimdi bile yaşadığımız çevreye, dünyaya bakarsanız az çok anlarsınız tüm sorunların doğru iletişim kuramamaktan geldiğini! Neyse konumuz bu ama aslında bu değil. :)



 Filmde hangi diyaloğun beni etkilediğini de yazayım hemen.

+Ian, başlangıçtan sona her şeyi görebilseydin bazı şeyleri değiştirir miydin?
+Belki hislerimi daha çok dile getirirdim. Bilmiyorum.
Sahi duygularımızı, düşüncelerimizi, sevgimizi yeterince dile getiriyor muyuz yoksa fazla söylemek iyi değildir diyip duygularımızdan kaçmaya daha az sevmeye mi başlıyoruz?


 Yani sevgili okuyucu uzun lafın kısası insanoğluna dair birkaç önemli konuyu bilim kurguyla harmanlayıp çok güzel bir uyarlama film ortaya koymuşlar. İzleyenler izlemeyenlere kesinlikle izlettirsin diyorum yine!




 Son olarak son yılların en etkileyici bilim kurgu filmleri hangileriydi derseniz, buyurun onları da yazayım size IMDb sayfalarıyla birlikte.

 2014'ün bilim kurgusu > Interstellar http://www.imdb.com/title/tt0816692/?ref_=nv_sr_2
 2015'in bilim kurgusu> Martian http://www.imdb.com/title/tt3659388/
 2016'nın bilim kurgusu> Arrival http://www.imdb.com/title/tt2543164/?ref_=nv_sr_1
Benim için en iyisi sanırım Interstellar'dı. Ama Arrival'la aynı yerde de olabilir karar veremedim. :) Şimdiden iyi seyirler. Sevgiler, D!

13 Ocak 2017 Cuma

American Crime Story



 Uzun zamandır görüşemiyorduk sevgili hayali okuyucular. Captain Fantastic'ten sonraki yazıyı bomba gibi bir dizi filmle yazmalıyım diye düşündüm.

 Sanırım yayınlandığından beri adını birçok kez duydum bu dizini. Özellikle American Horror Story gibi bir tarzı olması ilgimi çekmişti. İçerik bakımından aynı değil tabii. Sadece her sezon farklı bir hikayeyi ele alacak olmaları aynı. Tabii bu güzel dizimiz konularını hep yaşanmış olaylardan alacakmış. İlk sezonun konusu afişten de anlaşılacağı gibi 'insan olmayan O. J. Simpson'ın hikayesi'ni anlatacak.

 O. J.'in yaşadığı olayların ülkeyi nasıl etkilediğini, insanların ikiye ayrılışını, bu durumdan yararlanıp kendi davalarını gündeme getirmeye çalışan insanları, medyanın saçma sapan haberlerini, sırf çok para kazanmak için ölen insanların hikayelerini satan yakın arkadaşları, gün gibi ortada olan gerçeklerin çarpıtılarak anlatılıp mahkemedeki jüriyi nasıl kandırdıklarını, savcıların, avukatların davaların arkasında yaşadıkları olayları, olayların onları nasıl etkilediğini, cinsiyetçiliği, ırkçılığı kısacası insanoğlunun görünenin arkasındaki gerçek -iğrenç- yüzünü çok çarpıcı bir şekilde aktarmışlar diziye.

 Ama size şunu itiraf etmem lazım bu gerçek olayla en ufak bir bilgim yok yani gerçeğe uygunluğunu burada tartışamam o yüzden. Sadece dizi yönünden düşünecek olursam gerçekten çok çarpıcıydı. İçerisinde anlatılan çok şey vardı. Tek bir hikayeden ibaret değildi yani. Oyuncuları da oldukça sevdim. Birkaçına American Horror Story'den aşinayız aslında. Bir de sevindiğim olaylardan biri ise Friends'teki Ross'u görmek oldu. Gerçi oradaki halini düşününce buraya pek yakıştıramadım ama olsun eski bir dostu görmek iyi geldi.

 Biraz da diziye olan baştaki önyargımdan ve nefretimden bahsedeyim. Dizi başladığından beri o kadar çok ödül aldı ki artık ben bile yetişemiyordum hızına. Kendi kendime -ne haddimeyse- gıcık kaptım diziden. Hayır yani ne var ki bu kadar dedim. İzlememeye karar verdim. En son Sevgili Melike önerdi, tamam dedim aklımda bir ara izlerim. Aradan zaman geçti 2017 Golden Globes geldi çattı. Karşısındaki aday benim için en iyi dizilerden olan 'The Night Of'tu. Hayır dedim hayır kesinlikle onun önüne geçemezsin, sen kimsin ki ya dedim... Pazartesi sabahı IMDb'yi açar açmaz acı gerçekle karşılaştım. Ve zincirlerimi kırıp izlemeye karar verdim. İlk 3 bölüm bence çok sıradan, asla çarpıcı bir yanı yok, gayet standart bir dizi dedim durdum. 4. bölüme geldim ve gelmemle birlikte sus be Duygu dedim. Baya baya sevdim diziyi. Gerçekten en iyi dizi diyemem ama en iyiler arasında oldu benim için. Uzun lafın kısası izleyenler izlemeyenlere  kesinlikle izlettirsin diyorum. (( Ama hala The Night Of benim için daha önde! :) ))

 Şimdi gidip yazımı bekleyen sevgili bir insana haber vereyim. Şimdiden iyi seyirler hepinize, Sevgiler, D!