Kategoriler

8 Ocak 2018 Pazartesi

Arif V 216



Merhaba sevgili okur, nasılsın? Gittin mi bu filme, yoksa karar aşamasında mısın? Neyse bir oku ve karar ver bence. Umarım keyifle okursun. İzledikten sonra fikirlerini benimle paylaşmayı unutma tamam mı? Ve bir de istersen sağ tarafa e-posta ile bildirim alman için bir yer ekledim. Olur da merak edersen ne zaman ne yazdığımı diye. Hadi başlayalım! 

 Filmi ne kadar beğendiğimden bahsetmek istiyorum önce. Çok büyük bir keyifle izledim. Ne kadar güldün, kaç kere kahkaha attın gibi sorular sormayın çünkü bunların önemi yok. Çok güldürmek de çok iyi değil, biraz basit olurdu değil mi? Bolca gülümsetmek ve arada bir kahkaha attırmak gayet yeterlidir diye düşünüyorum.

Bu arada izleyenler de izlemeyenler de okuyabilir yazımı. Öyle büyük ipuçları vermeyeceğim, söz! ^_^ Ve siz filmden hoşlanmayanlar size hiçbir şey söylemiyorum zevkler ve renkler hiçbir konuda tartışılmaz bunu çok iyi biliyorum. Ama filme rezalet diyenleri zerre anlamıyorum! Önce rezalet nedir bir onu düşünün bence, tamam mı?! 

Filmin 1960lar döneminde geçmesi, Zeki Mürenler, Sadri Alışıklar, Ayhan Işıklar, Ajda Pekkanlar o kadar güzeldi ki... Sıcacık bir yanı vardı filmin. (Ne kadar benzetmişler falan konularına girmiyorum, ilgilenmiyorum işin o kısmıyla.) Dünya sinemasına yapılan göndermeler de çok iyiydi. Bir efsane olan The Shining'deki ikiz kızlara yapılan ve Inception-Interstellar gibi bilim kurgu filmlerine imza atan Christopher Nolan'a yapılan göndermeler... E tabii bizim yönetmenlerden Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan'a yapılan göndermeleri de unutmamak lazım. İzleyenler ne demek istediğimi bilir. (Sürprizi kaçsın istemiyorum.) Göndermelerden başka; zamanda yolculuk fikri, 216 ve Arif'in ebedi dostluğu, Farah Zeynep'in harika sesi ve filmdeki diğer müzikler, Zeki Müren'i canlandıran kişinin rolü çok iyi taşıması, Kerem Alışık'ın canlandırdığı karakterin Sadri Alışık karakteriyle buluşmasındaki hüzün, Ediz Hun'un kattığı renk, Arif'in giydiği sahne kostümleri, o güzel espriler, mecazlar ama en önemlisi insanlığa yapılan o yerinde o enfes göndermeler/mesajlar!.. Ve hâlâ iyiliğin var olduğuna dair inanç... Hepsi ama hepsi harikaydı, ince elenmiş sık dokunmuştu.

Cem Yılmaz'ın GORA'nın devamını bunca sene sonra bizlerle buluşturması çok doğru bir karar olmuş. Genelde bir filmin yıllar sonra devamının çekilmesi korkutur sinemaseverleri ama iyi ki karşımıza çıkardın Cem! Sen ve o muhteşem zekan iyi ki varsınız... 

Neleri beğenmediğimi sorarsanız bilmiyorum. İnanın bilmiyorum. Belki çok zorlarsanız beni, bir iki şey söyleyebilirim. Ama ben genele bakarak yaptım bu yorumları. Ve bence kabul edelim adam bize farklı şeyler sunuyor her zaman!

Cem'i başka hangi filmlerde sevdin Duygu derseniz:
-Son Umut
-Av Mevsimi
-Yahşi Batı
-A.R.O.G.
-G.O.R.A.
-Vizontele
Aslında diğer filmlerde de oldukça başarılıydı ama bunlar favorilerim diyebilirim. :)

En güzel geceler, sevgiler!

*Ekleme: GORA ile ne alakası var diyen arkadaşlar bir kere GORA'daki olayların aynısını beklemeyin. Sadece oradaki karakterlerin dünyadaki maceralarını anlatıyor. Ve o filmden farklı olması güzel olmuş. Aynısı olsa bu sefer de "E bu GORA'nın aynısııııı..." der dururduk değil mi canlarım?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder