22 Ocak 2017 Pazar
La La Land (Aşıklar Şehri)
Selamlar hayali okuyucular. Bugün yaşadığım iki kötü olayın üstüne yazıyorum size bunları. O da sırf bu güzel filmin hatrına. Yaşadığım şeylerden ilkini düzeltebildim ama ikincisi için düzeltme fırsatım elimden alındı. İstediğin şeyi alamamak hatta almaya çalışamamak kadar kötü bir şey yok -ya da bilmiyorum-. Ama derler ya zamanla belki her şey...
Bu kadar kendimle ilgili şeyler yeter değil mi, filme döneyim? Müzikal filmlerden, dramdan ve romantizmden hoşlanıyorsanız lütfen izleyin bu filmi. Bırakın aldığı ödülleri, aldığı ödül sayısını ya da insanların harika/berbat tanımlamalarını. İzleyin ve karar verin ama dediğim gibi müzikal tadındaki filmlerden hoşlanıyorsanız!
Bir kere aşkın geçirdiği evreleri çok güzel anlatıyor. Kötü günde de iyi günde de birlikte neler yaşanacağını çok iyi anlatıyor. Hayallerinin peşinden giderken yaşanılan şeyler çok iyi anlatılıyor. Zamanla hayallerin değişebileceği, şekillenebileceği, güçlenebileceği... Tüm bu hayaller gerçekleşirken çok sevdiğin kişinin yanında olup olmayacağı!.. Hepsi çok güzel harmanlanmış. Filmdeki harika müzikler de tadından yenilmeyecek kıvamda. Benim favori şarkım: Someone In The Crowd
Eğer tüm müzikleri dinlemek isterseniz sizin için şuraya bırakıyorum. > https://www.youtube.com/watch?v=aLwHEzw_dZs&index=4&list=PLywiNEAPE4I9mIv_edkzGeyJkeJmB9b8J
Siz de bu duygu selinde kaybolmak istiyorsanız şimdiden iyi seyirler. Sevgiler, D!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yorumdan sonra sanırım yarım bıraktığım filme geri döneceğim :)
YanıtlaSilBi şans daha ver derim. Ama müzikal olunca zorlanabiliyo insan. Bu filmle pek alakası yok ama ben de Room'u izlerken yarıya bile gelememiştim. Sevemedim o an. :/
Sil