14 Şubat 2017 Salı
Lion (Aslan)
En güzel filmlerden birisiyle tekrar merhaba...
Bu filmi izlerken -özellikle sıcacık yatağımda, elimde kahveyle- o kadar utandım ki kendimden. Ne hissedeceğimi şaşırdım. Dışarı her çıktığımızda belki de onlarca Saroo görüyoruz yollarda. Ama yanımıza yaklaşmaya çalışanların ya yüzüne bakmıyoruz ya da git başımdan diyoruz ya da daha da beteri dövmeye kalkışıyoruz. Niye? Çünkü yanımıza yanaştırmamamız lazım; onlar kötü, onlar hırsız, onlar bize zarar verir... Kaybolmuş bir çocuk olduğu aklımıza bile gelmez. Bizim dünyamızda öyle şeyler yok çünkü. Korkmayın ama birkaç saat sonra bu konudan uzaklaşmış, kendi sıradan dertlerime/hayatıma devam etmiş olacağım. Çünkü ben bir İNSANIM! (Ya da Zülfü Livaneli'nin Huzursuzluk kitabındaki Hüseyin'in de dediği gibi: "Ben bir İNSANDIM.")
Kendisi gerçek bir hikayeden yola çıkılarak çekilmiş bir film. Hatta 'A Long Way Home' adlı bir kitabı da var. Filmde hikayesi anlatılan Saroo Brierley tarafından kaleme alınmış kitap.
Saroo karakterini canlandıran Dev Patel'in hakkını vermek lazım harika oynamış. Tabii diğer oyuncular da aynı şekilde. Gerçek bir hikaye olması da sizi filme çeken özelliklerden biri. Konunun aile kavramı üzerinden ilerlemesi de. Belki de kalbimize dokunmasının, gözyaşlarımızın asıl sebebi o! İyi bir eğitimi, temiz bir yaşamı, güzel bir aileyi, tertemiz ortamları, sıradan gençlik hayatını gerçek ailesine değişmemesi ise takdire şayandı gerçekten. Filmin sonları, ah o filmin son sahneleri!
Filmin sonundaki güzel Sia şarkısını dinlemek isterseniz: Never Give Up
Bir de IMDb sayfasına göz atalım derseniz: IMDb
Google Earth'ün nelere yardım edebileceğini de göstermişler. Bunu yazmadan geçemezdim. :))
En iyi film dalında aday aynı zamanda. Ama yanında güzel 'Arrival' filmi de var. Bir de 'La La Land' var. (Diğerlerini henüz seyretmedim.) Ama kalbimden Arrival ve Lion geçiyor. La La Land'de harika bir filmdi. Çok hoş, çok kendine has bir havası vardı. Ama diğer iki filmin anlatmak istedikleri çok daha özeldi sanki. Tabii bana mı kaldı tüm bunlar? Benimki sadece bir fikir. :)
Filmi sanırım şu cümlelerle hatırlayacağım: "Okyanus kadar derin bir mutluluk getirdin." İzleyenler izlemeyenlere kesinlikle izlettirsin diyip kaçıyorum. En güzel akşamlar. Sevgiler, D!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder