12 Şubat 2017 Pazar
Sons of Anarchy
Merhaba diyecek bir halde değilim aslında, çünkü dizinin finalini az önce izledim. Ama tabii ki sıcacık bir merhabayla başlamak istiyorum. (Bu arada içiniz rahat bir şekilde okuyabilirsiniz çünkü ipucu barındırmıyor hiçbir satırında. Yani en azından şu oldu bu oldu şeklinde.)
Hatırlar mısınız ya da izlediniz mi/okudunuz mu bilmiyorum ama Talihsiz Serüvenler Dizisi filmi/kitabı şöyle başlıyordu: "Eğer mutlu ve güzel bir hikaye istiyorsanız, yanlış yerdesiniz." İşte bu diziyi izlemeden önce de bu cümleyi sakın unutmayın. Bu yazıyı yazarken aklıma o cümleler geldi.
İlk önce dizinin bana öğrettiği şeyden bahsetmek istiyorum. Çok şey öğretti ama asıl ön yargılarımın yersiz olduğunu öğretti. Diziye ilk başladığımda açıkçası çok seveceğimi, bu kadar kabulleneceğimi bilmiyordum. Neden derseniz bir grup serserinin klubünden bahsettiklerini düşündüm. Öyleydi aslında, hep öyleydi! Ne kadar kötü yaşam tarzları, ne kadar kötü sevgi anlayışları, ne kadar kötü karakterleri olduğunu düşündüm. Ama ben de en az sizler kadar insanım ön yargılarım kadar varım. Dar görüşlü, laf anlamaz, üç beş kelimeyle hemen yargılayan bir insanım... Bu düşüncelerle birlikte diziyi izlemeye devam ettim. Hem de çok severek, çok benimseyerek. Çünkü dizinin aslında ne kadar da gerçek hayatı anlattığını anladım. Gerçek sevgiyi, dostluğu, bağlılığı, sadakati, kuralların yıkılmazlığını; nasıl bir ailenin içinde doğarsan, sonunun ne kadar çabalarsan çabala onlar gibi olacağını, intikamın beş para etmediği gibi, sadece o duyguyu hisseden insana verdiği zararı vb. anladım. İstediğimiz kadar inkar edelim bizler de tıpkı onlar gibiyiz. Yani: We're 'Sons of Anarchy'. Sırf silahlarla yaşamağımız, kanun dışı şeyler yapmadığımız için ne alaka Duygu nasıl onlar gibiyiz demeyin bana! Gerçeklerden kaçış şeklimiz, olayların iyiye gitmeyeceği halde sarf ettiğimiz çabalarımız, yaptığımız şeylerin doğru olmadığını bildiğimiz halde kendimize inandırmamız, yalanlar içinde yıllarca yaşamamız, intikam duygularımız, nefretimiz, sevgisizliğimiz, şiddete olan gizli yönelimimiz vb. vb. vb.
Verdiği insanlık dersi saymakla bitmez. Gerçek bir efsane. 'SoA' sadece iyi bir dizi değil, fazla iyi, kendine has, yıllarca adından söz ettirecek, senaryosu gerçek bir başyapıt olan efsane bir dizi.
Söylenecek ne kaldı ki desem de hala çok şey var. Sevdiğim şeylerden bahsedeyim. Diziyi sevme sebeplerimden biri çalan harika şarkılardı mesela, Jax'in her zaman doğru yolda ilerleme çabası mesela, Opie'nin sorgusuz sualsiz dostluğu, Clay'in su katılmamış karaktersizliği -ama ona rağmen bir kadına olan aşkının asla bitmemesi-, Gemma'nın karaktersizliğinin-iğrençliğinin yanında oğluna duyduğu derin sevgi, Tara'nın aşkı uğruna gösterdiği gerçek fedakarlığı, Chips'in dünyalar tatlısı İskoç aksanı, Juice'ın kafasındaki dövmesi, Happy'nin adına yakışmayan korkunç halinin altındaki tatlılığı, Bobby'nin minnoş göbeği, Tiggy'nin insan mı lan bu dediğimde aslında içinde iyi bir karakter barındırması... Uzar gider böyle ama son sezonda baya şaşırdığım birisi rol almış dizide: Marilyn Manson. Yaaa tam kendisine yakışan bir roldü. Küçüklüğümden beri korkuyorum kendisinden. :)) Aaa size sevdiğim bir şeyden daha bahsetmek istiyorum o da dünya tatlısı İrlanda aksanı. Özellikle bir sezon Belfast'ta geçiyor. O sezon da 6. sezonla beraber favorilerim arasında. Motorların güzelliğinden, çıkardıkları o muhteşem seslerden bahsetmeme gerek yok sanırım.
E o zaman IMDb sayfasını yaz da bir inceleyelim derseniz: IMDb Üstelik 1 adet Golden Globes ödülü var. Katey Sagal kapmış ödülü. Sonuna kadar da hak etmiş. Keşke bir de dram dalında en iyi dizi ödülünü kapsaymış. Neyse orası önemli değil çünkü gerçekten çok fazla takipçisi var dizinin. Hala adından söz ettiriyor yani.
Güzel müzikleri bir de biz dinleyelim derseniz: SoA müzikleri
Suç-dram-gerilim tarzında, 7 sezonluk (her sezon yaklaşık 13 bölüm) harika bir dizi olsun bir de üstüne gerçek hayatı yansıtsın diyorsanız kesinlikle izleyin diyorum ama KESİNLİKLE! Etrafta iyi dizi çok, gerçekten çok. Adamlar birçok insanın seveceği birçok iyi dizi yapıyor bunun farkındayım. Ama bu dizi iyi bir dizi değil bu dizi EFSANE bir dizi. Dram kategorinde Dexter'la birlikte kalbimde taht kurmuş bulunuyor kendisi.
Lütfen izleyin lütfen! Siz de benim gibi ön yargılarınızı kırın eğer bu tarz dizileri sevmiyorsanız bile şans verin. Bakın bu cümleyi hiçbir yazımda kurmamışımdır. Hep bu tarz filmleri/dizileri seviyorsanız izleyin diye yazardım ama bu dizi başka!.. Son olarak da sevgili Instagram arkadaşım @magicccat'e sonsuz teşekkürler. O önermeseydi ben bu diziyle asla tanışamazdım. Sevgiler, D!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder