Kategoriler

20 Ağustos 2016 Cumartesi

The Shallows (Karanlık Sular)



Merhaba sevgili bu yazıyı okuyanlar! Bugün sinemada izlediğim filmi anlatacağım size biraz. Biraz diyorum çünkü her zamanki gibi kendi hayatımla ya da çevremde olup bitenlerle harmanlayacağım. 



Filme girmeden önce bu filmi izleyen bir arkadaşıma sordum güzel mi diye. Güzel yanıtını aldım. Ama sonra fragmanını izledim, filmin çoğunluğu tek kişilik performanstan oluşmuş. Hmmmm... Sonra aklıma 'Gravity' ve 'The Martian' filmleri geldi. Tek bir kişi koskoca filmi gayette başarıyla oynayabilir dedim. ( Tabii martının ve köpekbalığının performansını göz ardı edemem. :) ) Ve aldım biletimi. 



Sinemada izleyince çok daha etkiledi köpekbalığı sahneleri. Ordaki gerilimi gerçekten hissettim. Ve tabii Nancy'nin kendi bacağını diktiği anı!.. DVD'sini alıp evde izlemek ya da bilgisayardan-internetten izlemek yerine kesinlikle sinemaya gidin derim. Blake Lively'nin sadece güzel değil aynı zamanda iyi bir oyuncu olduğunu da anladık bir kez daha. Tıpkı 'The Age of Adaline' ve 'Café Society' filmlerinde olduğu gibi! 



Film 'pes etme' cümlesinin ekrana yansımış haliydi resmen. Ha bununla ilgili çok daha iyi, pek çok film sayılabilir kabul ediyorum. Ama izleyince gayet güzel bir doksan dakika da geçirtmiyor değil. Benim sıkıcı, durağan, "işsizsin işsizsin işsizsin" cümlesini duyarak geçirdiğim şu günlere ilaç gibi geldi. 



'Pes etme' konusuna gelirsek eğer; ben hayatımda birçok konuda, birçok yerde, birçok farklı zamanda yaptım o işi. Okurken, çalışırken, arkadaşlarımla ilgili, işsizsin cümlesini söylenenlerle ilgili vb. En önemlisini de KPSS'de yaptım! Dershane denemelerinde, evde yaptığım o zor denemelerde 0,5 katsayıyla hesaplamama rağmen en az 85lerde puanlar almama rağmen gerçek sınavda resmen son 1 saatinde pes ettim. İlk 1 saatte normalden kat ve kat daha çok netlere ulaşmışken son 1 saatte birkaç soruda takıldım ve pes ettim. Devamını kesin yapamam, sanırım önceki puanlarım bir hayaldi ve kendimi kandırdım, zaten ben güçsüz bir insanım dedim, oturdum ağladım. Yani anlayacağınız PES ETTİM!.. 
Filmdeki Nancy karakterinin yerinde olsaydım daha ilk saniyede pes ederdim anlayacağınız. 



Nancy'nin hayatta kalmak için yaptıkları takdir edilecek cinstendi! Bir an martının boynunu kırıp yiyecek herhalde dedim ama beynim baya bir senaryo yazmış. :)) Ya da ben kızın yerine fazlasıyla acıktım ve canileştim! Neyse neyse olmadı öyle bir şey merak etmeyin. 



Denizde geçen bu tarz filmleri seviyorsanız ya da mücadeleci ruhum doysun diyorsanız ya da yok arkadaşım ben Blake'in güzelliğine doymak istiyorum diyorsanız "İzleyenler izlemeyenlere kesinlikle izlettirsin." derim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder